“2023’ün Yıkıcı Depremleri: Acı, Dayanışma ve Yeniden Doğuş”
2023 yılı, Türkiye’nin kalbinde derin izler bırakan, unutulmayacak bir yıl oldu. 6 Şubat’ta Kahramanmaraş merkezli meydana gelen devasa depremler, güney illerimizi yerle bir etti. Kahramanmaraş, Gaziantep, Hatay, Adıyaman, Şanlıurfa, Malatya, Diyarbakır, Osmaniye, Kilis ve Elazığ gibi illerdeki milyonlarca insan, bir an içinde evsiz kaldı, sevdiklerini kaybetti. 7.7 ve 7.6 büyüklüğündeki depremler, sadece binaları değil, kalpleri de yıktı. Binlerce can kaybı, büyük bir acıyı beraberinde getirdi. Birçok insanın hayatı, o anla birlikte değişti. Depremin ardından yapılan yardım kampanyaları, devletin ve gönüllülerin çabaları, bu acıyı hafifletmeye çalıştı; ancak kayıplar, sadece fiziksel değil, duygusal anlamda da derindi.
Yılın sonlarına doğru, 11 Kasım’da Düzce, bu kez 5.9 büyüklüğündeki bir sarsıntı ile uyandı. Bolu ve çevresindeki iller de bu depremi hissetti. Neyse ki can kaybı yaşanmadı, ancak bölge halkı, bir kez daha büyük bir travma yaşadı. Bu, 1999’daki büyük Düzce depreminin acı hatıralarını tazeledi.
2023’ün bu depremleri, sadece yapıları değil, toplumun ruhunu da sarstı. Birçok hayat, bir anlık sarsıntılarla karardı. Ancak, her karanlıkta bir umut ışığı doğar. Yardımlar, dayanışma ve insanların birbirine olan bağlılığı, Türkiye’nin gücünü bir kez daha gösterdi. Depremler, bizlere hayatın ne kadar kırılgan olduğunu, ancak birlikte güçlü olabileceğimizi hatırlattı. Kaybettiklerimizin acısı hala yüreğimizde, ancak bir gün yeniden ayağa kalkacağız. Çünkü her acının ardından bir umut vardır, ve bizler bu umudu bir arada taşıyarak yeniden doğacağız.
Nurhayat Volkan