Kısa Roman: SİS PROTOKOLÜ

Yazan: Nurhayat Volkan

– Sessiz Savaşın Gölgesindeki Gerçekler –


🕊️ BÖLÜM I – GÖLGEDE KALAN ZİRVE

📍 Zenar Cumhuriyeti – Morva Dağları, 1892 Rakım
📆 13 Ekim 2011 – Saat 07:52

Morva Dağları o sabah da ağır bir sessizliğe uyanmıştı. Ama bu, doğanın getirdiği sıradan bir sessizlik değildi.
Sanki gökyüzü bile nefesini tutmuştu. Sanki bir şey olacak, ama kimse bunu söylemeye cesaret edemeyecekti.

Agrelon Zirvesi
Yıllardır haritalarda “Risk Dışı Eğitim Alanı” olarak gösterilen bölge.
Resmî belgelerde: “ZPT-07”
Gayriresmî söylemlerde: “Gölgede Anlaşılmış Savaş”

Zenar Cumhuriyeti’nin kamuoyuna sunduğu manzara netti:

“Barış içerisindeyiz. Sınırlarımız güven altında. Dış tehdit yoktur.”

Ama her şey yalnızca bir perdeydi.
Ve o perde, tam o sabah — saat 07:52’de, 1892 rakımlı Agrelon Zirvesi’nde yırtıldı.


📡 Ruhkalkan Birliği adı verilen özel birlik, zirvede “rutin arazi taraması” yapıyordu.
On kişiydiler.
Görev emrinde net bir tanım vardı ama komutanın masasındaki evrakta gizli bir kod:

“Sükûnetli İzleme – Devre 3-B”

Ne anlama geldiğini kimse sormuyordu artık. Çünkü bu bölgede sorular sormak, gölgeleri uyandırırdı.

Saat 07:52’de ilk belirti geldi.
Gökyüzü netti ama bir parlak iz, kuzeydoğudan sessizce süzüldü.
Hiçbir radar onu kaydetmedi.
Hiçbir sensör uyarı vermedi.
Çünkü o şey, tanınmıyordu.

🛰️ “Gölge Kuşu” deniliyordu ona.
Susturulmuş, işaretlenmemiş, iz bırakmayan bir cihaz.
Üzerinde sadece gravürle yazılmış tek bir kelime vardı:

“Solantria”

Ve sonra patlama olmadı.
Sadece sessizlik…
Sonra çatlayan taşlar…
Sonra yerde yatan bedenler…
İlk yardım ulaşmadı.
İletişim “kesilmişti”.
İç sistemler, “hata kodu” verdi. Ama bazı hatalar yazılımda değil, bilinçteydi.


📣 RESMÎ AÇIKLAMA – SİSİN DİLİ

Olaydan sonra Zenar Basın Ajansı kısa bir bildiri yayımladı:

“Agrelon bölgesinde teknik bir cihaz arızası yaşanmıştır.
Tüm personelimiz sağlıklıdır.
Durum kontrol altındadır.”

Ve işte o gün, bir kadın geri döndü:


👩‍🦳 Elenor Vane

Zenar Cumhuriyeti’nin eski İletişim Akademisi’nde görevli, disiplinle uzaklaştırılmış bir araştırmacı.
Babası, yıllar önce bu bölgede görevdeyken kaybolmuştu.
Dosyada yazan açıklama:

“Gönüllü olarak protokol dışı bölgeye girdiği düşünülüyor.”

Ama Elenor, babasının ajandasında bulduğu şu cümleyi hiç unutmamıştı:

“Barışın yüksekliği, susturulmuş zirvelerde ölçülür.”

Ve şimdi onun izinden gidiyordu.


📡 BÖLÜM II – FREKANSIN ARDINDAKİ NOT

📍 Norindar Şehri – Eski İletişim Arşivi
📆 14 Ekim 2011 – Gece 23:17

Elenor Vane, eski binanın kapısından sessizce içeri girdiğinde, güvenlik sistemi ona direnmedi.
Çünkü sistemin kendisi de çoktan teslim olmuştu.

Elinde babasının günlüğünden çıkan bir liste vardı:

  • Kodlar
  • Sinyaller
  • Tarihler
  • Unutulmuş harita işaretleri
    Ve bir telsiz: analog, ama hâlâ çalışan, hâlâ konuşan…

📟 Frekans: 11.19.89
Not: “Burası konuşmaz. Burası fısıldar.”

Ve sonra telsizden şu kelimeler duyuldu:

“Teyitlenmemiş devinim kaydı. 07.52’de giriş. 08.01’de sessizlik.
Gölge kuşları yönlendirildi. Solantria’nın devriyesi tamamlandı.”

Bu, bir operasyonun dijital hayaleti gibiydi.
Resmî olarak asla var olmamış, ama dijital dalgalar üzerinde yankılanan bir gerçeklik.


📘 Ajandanın Son Sayfası
Bir çizgi harita.
Kuzeydoğuda işaretlenmiş kesik çizgi.
Ucu bir sembolle bitiyor:
🔻
Ve altında şu cümle:

“Buraya gelen bilgi, bir parmak şıklatmasıyla kaybolur. Ama dalga kalır.”

 


🎙️ GERÇEĞİN YANKISI

Ertesi gün Zenar televizyonları hâlâ “istikrar ve denge” mesajları veriyordu.
Ama Norindar Hastanesi’nin arka kapısından giren bazı araçlar, yüzleri bembeyaz, sessiz askeri personeli indiriyordu.
Dosyalarda “düşme sonucu çene kırığı”, “yüksek irtifa sersemi” gibi notlar vardı.
Ama hiçbiri konuşmuyordu.

Konuşamıyorlardı mı?
Yoksa konuşmamaları mı isteniyordu?..


✍️ Elenor’un Günlüğüne Düşen Not:

“Devletin susturamadığı tek şey, yankılanan frekanstır.
O frekans hâlâ çalıyor.
Ve ben onu duyacağım.”

📍 Hedefi: Dalgabükü – Alan Sıfır


🕯️ Sonsöz – I & II. Bölüm Ardından

Bu hikâye herhangi bir ülkeye ait değildir.
Ama her ülkenin gölgesinde yaşanabilecek kadar gerçektir.
Sessizlik, çoğu zaman savaşın en iyi kamuflajıdır.
Ve bazı kadınlar, yalnızca gerçeği aramakla kalmaz…
Onu yankılandırır.



 

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
Translate »