Oğuz Han’lar, Kürşad’lar, Kül Tegin’ler kağan’lar Uç Beğine Tonyukuk’lar Korkutlar, dirilsin Artık!
Kıssadan Hisse!

“Cehennem de ki, Türk’ler” Hikayesi çok eskiden buyana hem Türk toplumunun içinde birbirini çekemeyen insanlara karşı anlatılan hemde dış düşmanların yurtdışın da Türk’lerle alay ederek birbirlerine anlattıkları fıkradır.
Ben Türk’üm ve bu hikaye anlatıldığında kanıma dokunuyordu, halen dokunuyor ama bu hikayeden, kıssadan hisse de çıkarıyorum.
Bir gerçek var, herkes bir değildir ve her millette iyisi de, kötüsü de vardır. Toplulukları tek bir karakter üzerinden yargılamak yalnıştır.
Fakat; 5 yıldır Türkiye ve Avrupa arasında gidip geliyorum, gördüğüm ve yaşadığım manzaralar karşısında akıllara zarar…
Cadı kazanı gibi..
Dedikodu, rant, trafik, enflasyon, mobbing, siyasi çekişmeler, depremler, yangınlar, göçmenler, medya, iflaslar, meclis kavgaları, kadın tacizi, tecavüzü, milliyetçilik adı altında irili ufaklı mafya görünümlü çeteler, sokaklar çöp içinde, göçmenler ona keza dingonun ahırına çevirmişler heryeri pislik içinde, kuralsızlık, toplu yaşam alanlarında kaos, kavga, heryer göçmen kaynıyor, sosyal medyada klavye savaşçıları, ormanlar yanıyor, kısacası garip şeyler oluyor, güzelim Vatanım da!
Bunun sebebi ne olabilir!
Bu zamana kadar hiç tasvip etmediğim bu hikaye sanırım bize içinde ders verecek, güzel bir nasihat içeriyor.
Diyor ki, Ey Türk Milleti “Kardeşinin ayağından çekme, bırak yükselsin çıksın o KUYUDAN ve geri dönsün, seni de çıkarsın CEHENNEM ÇUKURUNDAN! ”
HİKAYE;
Cehennemde değişik milletlere özgü ateş kuyuları varmış. İngilizlerin kuyusu, Almanların kuyusu Fransızların kuyusu gibi… Ve bu her kuyunun başında da bir zebani varmış, bunların görevi de alttakilerin yardımıyla kuyudan çıkmayı başarmak üzere olanları tekrar kuyuya itelemekmiş. Sadece Türklerin kuyusunda zebani görevli değilmiş. Sebebi de zaten Türkler, kuyudan çıkmak üzere olanların ayağını aşağı çekerek çıkmasını önlerlermiş.
*********
Yurtdışında kaldığım süre içerisinde, bir Türk Milliyetçisi olarak Alman ve diğer Avrupa’lıları yıllarca gözlemledim. Çünkü bizler Mehmet Akif yolundan giden, Kuva-yi milliye’ci Ataların ve sağlam Atatürk ilke ve İnkılâplarına bağlı insanlarız.
Benim Avrupalılarda özellikle Almanlarda gördüğüm durum;
O kadar birbirlerine bağlılar ki, Ülke içinde bir durumdan şikayetçilerse eğer, bunu kendi aralarında hallederler ve asla başka milletten insanlarla böylesi durumları paylaşmazlar ve konu ne ise, çözüm yolu bulur ört bastır ederler.
Hemşire, doktor, mühendis, işçi, memur, terzi, kasap, öpretmen, ev hanımı…v.b..
Herkes kendi işini yapar ve siyaseti politikayı idarecilere bırakırlar.
Kimse siyaset için ve farklı görüşler için kavga etmezler, küsmezler, hepsinin ortak özelliği Ülke menfeatidir.
Tabiki Dünya’da bir numara olurlar.
Sanayide, ticarette, siyaset ve iç, dış politika’da, trafikte, çevre, doğa v. b… Birçok alanda sanki tek bir öğretmenden ders almışlar gibi disiplinli, plan ve programlılar.
“Almanya bizi kıskanmıyor, ben Almanya’yı kıskanıyorum” Neden mi? ;
Yukarıda ki saydığım özelliklerin TÜRKİYE’de olmasını arzu ediyorum da ondan.
Bizde birbirimizi çukura çekeceğimize, birbirimizi yükseltelim ve TÜRKİYE her konuda 21.Yüzyılın Trend Ülkesi olsun!
Ve Sevgili Peygamber Efendimiz S. A. V. Sözünü unutmayın ve şunu bilin ki, yalnış yolda olanlara sözüm, birbirinize nefsani olarak DOKUNMAYACAKSINIZ birbirinizin hatalarını kendi içinizde düzeltecek siniz, dokunacaklarınız ÜLKE’mizi çökertmek isteyen iç ve dış düşmanlar, olacak!
Şimdi; EY TÜRK SİLKELEN VE ÖZÜNE DÖN!
Size dokunan dış ve içimize girmiş hainlere çukur kazın, birbirinize değil!
Atalarımız birbirinin arkasından kuyu kazsaydı yada birbirini kuyuya itekleseydi, asırlar öncesinde 4 kıtaya hükmedebilirler miydi?
Nurhayat Volkan