Trend

BELEŞCİLİK VE KOLAYCILIK HASTALIĞI

Emekli Emniyet Müdürü Yaşar Durmaz'ın Kaleminden

 

“Kes la, böyle gelmiş böyle gider, ne konuşuyon!”

İşte memleketin özeti bu…

 

Bir toplum düşünün; sorgulamayı bırakmış,
her şeyi kolaya getirme hastalığına tutulmuş.

Düşünmek zahmet, emek vermek gereksiz, mücadele etmek riskli sayılıyor.

Özellikle son yıllarda, beleşçilik yeni hayat tarzımız oldu.

Köşe dönme, kısa yoldan adam olma, az zamanda, az gayretle çok kazanma…

Emek olmadan yemek,

alın teri olmadan servet,

çaba olmadan mevki peşindeyiz.

 

Liyakatin yerini “tanıdıklar”,
çalışkanlığın yerini “torpil”,
dürüstlüğün yerini “kurnazlık” aldı.

Bilgiyi beleş, saygıyı beleş, konforu beleş istiyoruz.

Ama bedel ödemeden hiçbir şeyin anlamı kalmıyor.

Bir ülkede herkes “idare ediyor” ama kimse üretmiyorsa, orada çöküş sessizce başlamıştır.

Belediyelerden hibe, devletten destek, bir şekilde “bedava” olan her şeyin peşindeyiz.

Kolaycılığın ve beleşçiliğin böylesine kutsandığı bir dönemde, çalışkan insan saf, dürüst insan enayi ilan ediliyor.

Yalakalık meziyet, sessizlik adeta sadakat sayılıyor.

Oysa bir millet beleşten yaşamaya alıştığında,
önce üretim, sonra onur biter.

Unutmayalım: “Böyle gelmiş böyle gider”diye susanlar,
böyle giden düzenin suç ortağıdır.

Kolaycılık bir huy değil, bir hastalıktır. Beleşçilikse de o hastalığın son evresidir.

Artık “böyle gelmiş, böyle gider” diyenleri değil,
“böyle gitmez” diyenleri dinlemenin zamanıdır.

Çünkü değişim, beleş ve kolay gelmez. Emek ister, bedel ister, cesaret ister.

İlgili Makaleler

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu